FUTURE SIMPLE TENSE
Will ve Going
to kalıplarının ikisi de gelecek zamanı ifade eder. Ancak yabancı dil
öğrenmeye çalışanları zorlayan noktalar, hep bu aşamada ortaya çıkar. Bu iki
kalıp, aynı zamanı ifade etmelerine rağmen farklı yerlerde kullanılır. Yani
gelecek anlamı taşıyan ancak farklı durumları belirten kullanımlara
sahiplerdir.
O hâlde
‘will’ ve ‘be going to’ nerelerde tercih ediliyor, aralarında ne gibi kullanım
farkları var, gelin beraber inceleyelim.
Will Kullanım Yerleri
‘Will’
İngilizcede Future Tense konusundan aşina olduğunuz bir kelime ve
gelecek zaman belirtmek amacıyla kullanılan yardımcı bir fiil. Genel olarak
-ecek, -acak anlamına geliyor.
Özne + Yardımcı Fiil + Fiil formülüne göre oluşturulan cümle kalıplarına sahip.
“I will
swim.”, dediğinizde “Ben yüzeceğim.” anlamına geliyor.
|
Olumlu
Yapı |
Olumsuz
Yapı |
Soru
Yapısı |
|
I will
swim |
I won’t
swim |
Will I swim? |
|
You will
swim |
You won’t
swim |
Will you swim? |
|
He will
swim |
He won’t
swim |
Will he swim? |
|
She will
swim |
She won’t
swim |
Will she swim? |
|
It will
swim |
It won’t
swim |
Will it swim? |
|
We will
swim |
We won’t
swim |
Will we swim? |
|
They will
swim |
They won’t
swim |
Will they
swim? |
Örnekler:
He won’t
play today.
(O bugün
oynamayacak.)
Will they take anything?
(Onlar bir şey alacaklar mı?)
I will study
this week.
(Bu hafta
ders çalışacağım.)
She won’t
wait too much.
(O çok fazla
beklemeyecek.)
You will be
successful.
(Sen
başarılı olacaksın.)
‘Will’
kullanımına başvuracağınız yerler ise özetle şu şekilde;
Ani Verilen Kararlarda
Bir şey
yapmak için aniden bir karar verdiyseniz, bunu belirtirken ‘will’ kalıbını
kullanmanız gerekir. Bu durum, genellikle konuşma anlarında verilen kararları
içerir. (on-the-spot decisions)
Örnek:
A: Did
you post those letters?
(O mektupları postaladın mı?)
B: No, I
forgot. I will post them tomorrow.
(Hayır, unuttum. Yarın postalayacağım-postalarım.)
A: I am
hungry.
(Acıktım – açım.)
B: Ok. I
will make you something to eat.
(Tamam. Ben sana yemek için bir şeyler hazırlayacağım-hazırlarım.)
A: I like
this dress better than the other. I will take it.
(Bu elbiseyi diğerinden daha çok beğendim. Bunu alacağım.)
A: You
passed the exam.
(Sınavı geçtin.)
B: Great!
I will call my mother and tell her the good news.
(Harika! Annemi arayacağım ve ona güzel haberi anlatacağım.)
Gelecekle İlgili Tahminde Bulunurken
Geleceğe
dair kesinliği olmayan tahminlerde bulunurken ‘will’ kullanılır. Bir şeyin
olacağı kesin değilse, olasılık üzerine konuşuluyorsa bu kalıp tercih
edilebilir.
Örnek:
A: I am
afraid we will be late for the meeting.
(Korkarım toplantıya geç kalacağız.)
A: She
doesn’t study enough.
(O yeteri kadar çalışmıyor.)
B: I
know. I think she won’t graduate from the school.
(Biliyorum. Sanırım okulundan mezun olamayacak.)
A: The
science is developing very fast.
(Bilim çok hızlı gelişiyor.)
B: I
think we will use capsules instead of food one day.
(Sanırım bir gün yemek yerine kapsül kullanmaya başlayacağız.)
Geleceğe
yönelik kesin olmayan bir ihtimalden bahsederken gelende ‘I think..’, ‘I’m
afraid..’ gibi cümlelerle başlandığı görülür.
Teklifte Bulunurken veya Söz Verirken
Birine, bir
konu ile ilgili bir söz verirken ‘will’ kullanılır. Ayrıca bir teklifte
bulunulacaksa yine ‘will’ tercih edilir.
Örnek:
A: My
homework is very hard.
(Ev ödevim çok zor.)
B: Don’t
worry! I will help you.
(Merak etme! Ben sana yardım edeceğim.) -söz
A: You
look very tired. I will do the ironing for you.
(Çok yorgun görünüyorsun. Ütüyü senin için ben yapacağım.) -teklif
A: The
bag is very heavy.
(Çanta çok ağır.)
B: Ok, I
will carry it for you.
(Tamam, senin için ben taşırım.) -teklif
Be Going To Kullanım Yerleri
‘Be going
to’ aynı will gibi Future Tense anlamı taşıyor ve -ecek, -acak
anlamına geliyor. ‘Will’ kalıbına kıyasla daha yakın bir geleceği ifade etmede
ve güçlü delile dayanan durumlara çok daha uygun bir kalıp.
Özne + Be Going To + Fiil formülüne göre kullanılıyor.
‘I’m
going to buy a new bag.’ dediğinizde ‘Ben yeni bir çanta alacağım.’ dendiği
ve bunun yakın zamanda gerçekleşeceğini anlıyoruz.
|
Olumlu
Yapı |
Olumsuz
Yapı |
Soru
Yapısı |
|
I am
going to buy |
I am
not going to buy |
Am I going
to buy? |
|
You are
going to buy |
You are
not going to buy |
Are you going
to buy? |
|
He is
going to buy |
He is
not going to buy |
Is he going
to buy? |
|
She is
going to buy |
She is
not going to buy |
Is she going
to buy? |
|
It is
going to buy |
It is
not going to buy |
Is it going
to buy? |
|
We are
going to buy |
We are
not going to buy |
Are we going
to buy? |
|
They are
going to buy |
They are
not going to buy |
Are they going
to buy? |
Örnekler:
Jake is
going to take her to the dinner.
(Jake onu akşam yemeğine götürecek.)
They are going
to leave tonight.
(Onlar bu gece ayrılacaklar.)
I am going
to play tennis.
(Ben tenis oynayacağım.)
She isn’t
going to tell.
(O anlatmayacak.)
It isn’t
going to rain.
(Yağmur yağmayacak.)
Are you
going to join the party?
(Partiye katılacak mısın?)
Daha Önceden Gelecekle İlgili Planlanmış Eylemlerde
Eğer bir
eylem önceden planlanmışsa ve yakın bir zamanda olmasına karar verilmişse
‘going to’ kullanılır.
Örnek:
A: They
are going to get married in two months.
(Onlar iki ay içinde evlenecekler.) -İki ay sonrası için evlilik planı
yapıyorlar.
A: Did
you give him his present?
(Ona hediyesini verdin mi?)
B: No. I
am going to give it to him tonight at dinner.
(Hayır. Hediyeyi ona bu gece akşam yemeğinde vereceğim.)
A: Are
you coming the party tonigt?
(Bu gece partiye geliyor musun?)
B: No, I
am not. I am going to go to the theatre with my mom.
(Hayır, gelmiyorum. Annemle tiyatroya gideceğiz.)
Bir Olayın Gerçekleşeceğine Dair Güçlü Bir Kanıt Varsa
Bir olayın
yakın zamanda olacağına dair güçlü bir kanıt varsa ‘be going to’ kalıbı tercih
edilir.
Örnek:
A: Look
at the clouds!
(Bulutlara bak!)
B: It is
going to rain.
(Yağmur yağacak.)
A: It is
very cold and the streets are frozen.
(Hava çok soğuk ve sokaklar buz tutmuş.)
B: Look!
That woman is going to fall.
(Bak! O kadın düşecek.)
A: Watch
out! You are going to hit your head.
(Dikkat et! Kafanı vuracaksın.)
B: Oh! I
didn’t realise the door.
(Oh! Kapıyı fark etmedim.)
Geleceğe Dair Bir Plan veya Niyetin Varlığında
Gelecekle
ilgili planlarımız ve niyetlerimiz için ‘be going to’ kalıbını kullanırız.
Örnek:
A: I am
going to become a famous actress one day.
(Bir gün ünlü bir aktrist olacağım.)
A: You
won the lottery, didn’t you?
(Piyangoyu kazandınız, değil mi?)
B: Yes.
We are going to buy a big house and a new car.
(Evet. Büyük bir ev ve yeni bir araba alacağız.)
A: He is
going to become a doctor when he finishes medical school.
(Tıp fakültesini bitirdiğinde doktor olacak.)
İki kalıp
arasındaki farkları özetleyecek olursak;
- ‘Will’, bir
dayanağı olmadan geleceğe dair tahmin yürütmede kullanırken; ‘Going
to’, güçlü bir delile dayanır.
- ‘Will’, olay
anında verdiğimiz anlık kararları kapsarken; ‘Going to’, önceden
planlanmış yakın bir gelecekte gerçekleşmesine karar verilmiş eylemleri kapsar.
Yorumlar
Yorum Gönder